Gelir eşitsizliği kısaca ülke milli gelirinin adil dağılmaması, belli kesimlerin elinde birikmesidir. Bu konu hakkında konuşurken genellikle ülke milli gelirinden bahsedilmesine ve bunun belli bir millet bazında değerlendirilmesine rağmen esasında gelir eşitsizliği dünyanın tamamına ait bir sorundur. Yeryüzünde mevcut hiçbir ülkede gelir, tam eşitlik çerçevesinde dağılmıyor. Bazı ülkelerde biraz daha adil, bazı ülkelerde ise adaletten son derece uzak. Küreselleşmenin etkilerini hayatlarımızın her alanında son derece yoğun bir şekilde hissetmeye başladığımız bu devirde gelir eşitsizliği sorunlarını da küresel çapta değerlendirmenin daha doğru olacağını düşünüyoruz. Gelir eşitsizliği çağımıza has bir sorun da değildir. Bu, eski çağlardan beri var olan ve birikerek bu günkü noktaya gelen bir sorundur. Ancak kritik olan şudur ki günümüzde vardığı nokta, geçmişte eriştiği en adaletsiz olandan daha fazla adaletsizdir. Buna ek olarak eşitsizliğin gelişme hızı da artmıştır. Eşitsizliğin daha hızlı büyümesi noktasında etkili olan iki çok önemli faktörden birisi küreselleşmedir. İşletmeler küreselleşme sayesinde tüm dünyayı tek bir pazar olarak ve tüm dünya vatandaşlarını da müşterileri olarak görebilmekte ve karlarını maksimize edebilmektedir. İkinci faktör ise yeni teknolojilerdir. Çok basit bir araştırma ile bunun ne denli önemli bir etken olduğunu herkes anlayabilir. Örneğin 1970’lerden günümüze gelinceye kadar dünya ekonomisinin ortaya çıkardığı zenginlere bakarsak yeni teknolojilerin servet üretme konusunda ne derece etkili olduğunu kolaylıkla görebiliriz.